20 Aralık 2023 Çarşamba

Gebzespor iki yara birden sardı

 


Gebzespor, Gölcükspor karşısında edindiği mağlubiyetin yarasını favori olduğu maçta Uzunköprüspor’u 4-0 yenerek sardı. Maç öncesi hakem dörtlüsüne yönetimden Nilgün Erol çiçek vererek Halil Umut Meler şahsında camianın uğradığı saldırının da yarasını sardı



Bölgesel Amatör Lig 2’nci Grup’ta şampiyonluğa oynayan temsilcimiz Gebzespor sahasında, mutlak favori olduğu maçta Uzunköprüspor’u 4-0 mağlup etti. Menekşeler ilk yarısında rakip savunma kilidini açmakta çok zorlanırken sezonun en kötü ilk yarı performansını sergiledi. Az sayıda pozisyon ürettiği bu devrede kilidi 45+1’de Burak Baba’nın sağ kanattan ortasında, Özgürcan Özcan’ın kafa golüyle açtı. İlk devreyi 1-0 önde tamamladı. İkinci devreye süratli ve saldırgan başlayan menekşeler 52’de yine aynı ikiliyle, yine Burak Baba’nın asiste dönüşen pasında Özgürcan Özcan ile farkı ikiye çıkarttı. 65’te rakip savunmanın uzaklaştıramadığı topla ceza sahasına giren Adem Parlak, kaleci Ali Serçek’ten kurtardığı topla kariyerinin muhtemelen en rahat gollerinden birini kaydetti: 3-0. Sonucu tayin eden gol 85’te, rakip savunmanın uzaklaştıramadığı topta Mehmet Tosun’un ceza sahası dışından şık vuruşuyla geldi.

Gebzespor bu sonuçla puanını 28’e çıkarttı; averaj farkıyla ama maç eksiğiyle ikinci sıradan, Çorluspor 1947 ile zirve ortaklığını sürdürdü.

Menekşeler hafta sonu Tekirdağ temsilcisi Sarayspor 1953’e konuk olacak.




 

Öte yandan maç öncesi Gebzespor Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Nilgün Erol tarafından maçın hakemi Onur Aydoğan, yardımcı hakemler Gökhan Apaydın ve Abdulkadir İleri ile dördüncü hakem İbrahim Metin’e çiçek verildi. Ankaragücü – Rizespor maçında, maçın hakemi Halil Umut Meler şahsında camianın uğradığı saldırıda, yara sardı.

Hafta içi oynanan maça taraftar ilgisi zayıf kalırken bir grup taraftar Gölcükspor – Gebzespor maçında maruz kaldıkları polis şiddetini protesto için tribüne 10’ncu dakikada girdi ve “Terörist değil taraftarız” sloganı attı.




12 Aralık 2023 Salı

İşçiler sınıf olduğu sürece kimsesiz değildir

 


** Gebze'de, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal ve akademisyen Ömer Furkan Özdemir'in katılımıyla "100 Yılın Bakiyesi ve İşçi Sınıfı" başlıklı söyleşi gerçekleştirildi. Özdemir, “İşçiler sınıf olduğu sürece kimsesiz değildir” dedi

 

 

Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO) Gebze Lokalinde Evrensel Gazetesinin çağrısıyla gerçekleştirilen söyleşiye metal ve petrokimya fabrikalarından işçiler de katıldı.

 


Söyleşide ilk olarak konuşan akademisyen Ömer Furkan Özdemir, Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'in ilk ve orta dönemlerinde işçi sınıfının karşılaştığı sorunlara ve o sorunlara da neler yapıldığına değindi. "İşçiler sınıflaşabildi mi, nasıl harekete geçti ve nasıl kazanımlar elde etti" sorularına somut örneklerle cevap veren Özdemir, "Cumhuriyet gerçekten Mustafa Kemal'in de dediği gibi 'Kimsesizlerin kimsesi midir?' kabaca baktığımızda bir 'Baba devlet' figürüyle bunu kendine yüklemiş cumhuriyet ama işçi sınıfının kimsesi yine kendisidir. Cumhuriyet döneminde işçi sınıfı kendisini bir sınıf olarak kendi hakları için mücadele eden bir güç olarak ortaya çıkması tarihe geçen bir durum olmuştur" dedi. 

 

"İŞÇLER SINIF OLDUĞU SÜRECE KİMSESİZ DEĞİLDİR"

Osmanlı'nın son dönemindeki çeşitli yasal düzenlemeler ve özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan yasal düzenlemelerin hangi olgu ve olaylar üzerinde şekillendiğini tarihsel bir şekilde anlatan Özdemir, "Mustafa Kemal'in deyimiyle 'Kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet', zorunlu çalışma kanunu ile nasıl kimsesizlerin kimsesi olduğunu gösteriyor. Bu topraklardaki işçi sınıfı kimsesiz değildir. İşçileri bir sınıf olarak kabul etmeyen, örgütlenmesini engelleyen, işçilerin sınıf olmasını engelleyen bu politika, işçileri kimsesiz hale getirmiştir. Cumhuriyet işçi sınıfını kimsesiz hale getirmeye çalıştığı için kimsesizlerin kimsesi olmuştur. Ama işçi sınıfı kimsesiz değildir işçi sınıfının kendisi zaten kendisinin kimsesidir. İşçiler bir sınıf olduğu sürece kimsesiz değildir" diye konuştu. 

 


Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal ise, cumhuriyetin 100 yılını doldurduğunu ama 100 yaşını yaşamadığını söyledi. Cumhuriyetin kuruluşuna ve burjuva sınıfının varlığına değinen Özdal, "Bu yüz yıl, kapitalizmin bu topraklarda ilkel şekilde ortaya çıkışının da tarihidir. 1923 keskin bir dönüştür Türkiye tarihi açısından, eşyaya adını vermemiz gerekirse, bir devrimdir. 1908-1923 arasını işgal eden bir tarihin sürecidir. Meclisin çatısında kiremit yok, 5 bin kiremite ihtiyaç var. 'Vehbi var, bulur' diyorlar. Ankara'nın arka sokaklarında gezmeye başlıyor Vehbi Koç. Yurttaşa 'Çatısından 1 kiremit verene şu kadar para vereceğim' diyor ve nakit parayla 5 bin kiremit topluyor. Geliyor meclise iki katına satıyor bu kiremitleri. Ege bölgesinde Eczacıbaşı ailesi, Ankara'da Koç ailesi, Adana'da Sabancı ailesi mülkiyet transferini de içeren bir mücadelenin ürünü. Savaş vurguncuları ile birlikte müslüman burjuvazi oluşur. İşte Türkiye burjuva sınıfı böyle büyüdü Cumhuriyet döneminde" dedi. 

 

"CUMHURİYETİN SAHİBİ TEKELCİ SERMAYE"

Cumhuriyetin kuruluşunu "Ezilen sınıfın, özellikle köylü sınıfının kanıyla katıldığı bir devrim" olarak değerlendiren Özdal, "Bu tarihten sonra cumhuriyet, 1923 İzmir İktisat Kongresi ile daha gelişkin bir kapitalist ülke olunacağına dair kararlar alınır. İkinci Dünya savaşı sırasında da benzer sorunlar yaşanır. Erdoğan'ın o döneme dair sıklıkla dile getirdiği ekmeğin karneyle satıldığı bir dönem var. Fakat Erdoğan'ın atladığı bir şey var. Kendi tarihsel kökü o karneyle satılan ekmek sayesinde doğmuştur. Erdoğan varlığını ekmeğin karneyle satılmasına borçludur. Menderes'in kendisi de savaş vurguncusudur. Yağı, şekeri, unu stoklamışlardır. Demokrat Parti'yi var eden süreç böyle ortaya çıkmıştır" dedi. Günümüze dair düşüncelerini aktaran Özdal, bugünkü iktidarın sermaye sınıfının tercihi olduğunu vurguladı. Mayıs seçimlerine değinen Özdal, "TÜSİAD sermayesi seçimden önce hem iktidarı, hem de muhalefeti IMF'siz bir IMF yönetimine bağladı, ikna etti. Seçim öncesinde, sürecinde en ufak bir açıklama yapmadılar. Şimdi 'Mehmet Şimşek iyidir, ona dokunmayın' diyorlar. Bu ekonomik politikaların doğru olduğunu söylüyorlar. 100. yılda cumhuriyetin sahibi işbirlikçi, tekelci burjuvazi ve bunun müttefikleridir. Burjuvazinin bu programıyla mücadelenin günlük çalışması asıl ilgimizi çeken şey olmalı" dedi.

 

Hasret Gültekin KOZAN / Evrensel Gazetesi - Gebze

101’nci yılda düzenin dikişleri yine patladı

 




** Sanat Meclisi’nin 2023 yılı kasım ayı raporunda toplumsal ahlaki çöküntünün yansıması kara akçeli dolandırıcılıklara karşın iktidarın Kürtçe oyunları yasakladığı, şairleri hapislere tıktığı belirtilip, “Cumhuriyet’in 101. Yılı başlarken düzenin de bir kez daha dikişleri patladı” denildi

 

“Cumhuriyet’in 101. Yılı başlarken düzenin de bir kez daha dikişleri patladı. Baş tacı edilen çok sayıda ismin kara akçeli dolandırıcılık olaylarıyla anılmaları, mafyalar, ortaya saçılan yoz yaşamlar, halk yoksulluk ve sefalet içinde kıvranırken torbalanan servetler ve susuz kalan tulumbanın içler acısı durumu, dipten gelen dalga umudu ve kıtlığı yaşayan atmosferde daha da kuralsız bir hal alıyor.  Bütün bu rezaletlere karsı iktidar ne yapıyor? Kürtçe oyun oynayanı yasaklıyor, şairleri hapislere tıkıyor, konserlere yasak üstüne yasak koyuyor. Kısacası, ülke büyük bir çıkmaza ve dinsel gerilik ve karanlığa sürüklenirken, ellerindeki tek çözüm olarak 101. Yılda da sanatçıya, yazara kan kusturacaklar. Sanat Meclisi bütün yasakların ve baskıların takipçisi olmayı sonuna dek sürdürüyor”

 

Sanat Meclisi’nin 2023 yılı kasım ayına ilişkin, “Sanatta Hak İhlalleri” raporun sonuç bildirgesinde süregiden düzenin hali, “Dikişleri patladı” diye yorumlandı. “Bir yılın daha sonuna yaklaşıyoruz. Sanat alanı bu yılı da baskılardan, engelleme ve yasaklardan, hapisliklerden ve kıyımlardan nasibi alarak tamamlıyor” denilip Kasım 2023’te sanat alanının yaşadıkları şöyle sıralandı:

 

TATVAN’DA KÜRTÇE OYUNA YASAKLAMA

 

·       Fransız yazar Claude Magnier’in “Eyvah! yine karıştı” eserinin Kürtçe ’ye uyarlanan hali olan “Haylo Dîsa Tevlihev bû” oyunu, Tatvan Kaymakamlığı’nın oyunu yasakladığı gerekçesiyle polis tarafından engellendi. Kaymakamlığın yasaklama kararından haberdar olmadığı, Tatvan Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü Refik Aydın ile polisin iş birliğinde oyunun yasaklandığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Yazı İşleri Müdürü Refik Aydın, ŞanoWan ekibine yakın kimseleri arayarak, haberlerin kaldırılması halinde oyunun oynanmasına izin vereceklerini paylaştı. HEDEP Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, yasaklama kararını soru önergesiyle Meclis’e taşıdı. Bakanlık yanıtında, kaymakamlığın yasaklamaya dair bir karar almadığı, oyuna ilişkin kaymakamlığa başvuru yapıldığı ve kaymakamlığın ise bu başvuruyu Tatvan Belediyesi Kültür Merkezi’ne ilettiği, bunun üzerine merkezin konferans salonu ışık sistemindeki arıza nedeniyle oyunun sahnelenmesi için uygun olmadığı yönünde cevap verdiğine dair ifadeler yer aldı.

KÜRT SANATÇILARA BASKI

VARSA DİRENİŞ DE VAR OLACAK

·       Kürt sanatçıların karşılaştıkları yasak ve baskılara dikkat çeken müzisyen Talat Yeşil, sahne aldıkları mitinglerde söyledikleri şarkılar nedeniyle bugün hala haklarında soruşturma ve dava açıldığını, yanı sıra sanal platformlarda paylaşılan kliplerinin altında “ölüm tehditlerinin” yazıldığını söyledi: “Eğer üzerimizdeki baskı olmasaydı, sözünü ettiğim çalışmaların iki katından fazlasını yapabilirdik. Katıldığım her konser için ya hakkımda soruşturma ve dava açılmıştır ya da tehdit edilmişimdir. Geçen yıl Mersin’de Newroz kutlamalarına katıldım. 6 Şubat’ta yaşanan depremden sonra gönüllü olarak bölgeye gittiğimde gözaltına alındım ve ifade verdim. Tabi ki bir taraftan bu baskılar varken, diğer taraftan mücadelede devam ediyor. Şu bilinmelidir ki baskılar var oldukça direniş de olacaktır. Gözaltı, tutuklama ve davalarla çalışmalardan koparamazlar. Belki zindana da girebiliriz ama bu mücadele devam edecektir.”

İBB KÜLTÜR’DE 22 YILLIK

BİRİKİM ÇÖPE ATILDI

·       İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi’ne bağlı depoya kaldırılan aksesuarlarının yerinde bulunmadığını söyleyen Tiyatro Pera Sanat Yönetmeni Nesrin Kazankaya, "22 yıllık birikimi çöpe attılar, bir anlamda yok ettiler. Oyunlarımızın alt yapısına bomba koyarak oynanmalarını engellemenin hesabını kim verecek” diyerek duruma tepki gösterdi. Açıklamada şu cümleler var: "Yaklaşık 1,5 yıl önce Tiyatro Pera’nın sahnesinin bulunduğu Şişli’deki binanın üst katı İBB tarafından kiralanıp ‘Habitat Yaşam Merkezi’ inşaatı başladı. Mekân olarak farklı bir yerde olmamıza rağmen tiyatromuzun da kiralandığını öğrendik. 5 yıl önce burayı kiralayıp çok büyük bir tadilatla yepyeni bir tiyatro mekânı yaptık. ‘Neden çıkarmak istiyorsunuz bizi’ diye sorduğumuzda, ‘tiyatro yapacağız’ dediler. ‘Alın, alt yapısı tamam, mükemmel ışık sistemi, 6 kanallık ses sistemi, spotları, hazır kulisleri, sahne gerisi depoları ve kuyruklu piyanosuyla tiyatromuzu hiçbir karşılık beklemeden size verelim, birlikte ve özel tiyatrolarla ortaklaşa kullanalım’, dedik kabul görmedi. ‘Peki yapım aşamasına yardım edelim, burayı biz yaptık’ dedik, Kültür Müdürü 'size ihtiyacımız yok, sezon ortasında çıkın dedi! Sezonu tamamlayabilmemiz sayın Ekrem İmamoğlu’nun sayesinde ve desteğiyle oldu. Kendisine teşekkür ederim. Temmuz 2023’ten itibaren çıkarılmaya başlandık. Tüm alt yapı ve dekorlarımız için kendimiz bir depo tutup taşıdık. Kostümler ve aksesuarlar için tarafımıza binadan bir bölüm verildi ve 22 yıldır biriktirdiğimiz kostüm ve aksesuarlarımızı oraya taşıdık, düzenledik. Yüzlerce özel kostüm ve ayakkabılar, smokinler, fraklar, çantalar, porselen antika takımlar, antika eşyalar, izleyicilerimizin de katkısıyla Avrupa’nın dört bir yanından toplanmış objeler, (izleyenler bilir) Venedik Taciri oyunumuzun Venedik-Floransa’dan karnaval maskları, İspanya ve İtalya’dan hasır şapkalar, özel yaptırılmış şapkalar, melon ve silindir şapkalar, gümüş takımlar, gümüş saplı bastonlar, antika silahlar, gramofonlar, gümüş şamdanlar, opak gaz lambaları... düşündükçe ruhum kararıyor. Maddi bir karşılıkla yerine konulamayacak 22 yılın birikimi. 18 Kasım’da temsil vereceğimiz ‘Babalar ve Oğullar’ oyunumuzun kostüm ve aksesuarlarını almak için depoya gittiğimizde, insanın kanını donduran, kalp krizi geçirtebilecek bir manzarayla karşılaştık: Bomboş bir mekân! Her şey çıkarılmış, belirsiz bir yere götürülmüş ve belki de imha edilmişti. En ufak bir haber vermeden, bildirim yapmadan, uyarmadan tiyatro varlıklarımıza el koyup, yok etmişlerdi. Müdür Gülayşe Eken’i aradığımda, haberinin olmadığını söyledi. Bir repertuvar tiyatrosu olarak şu an ancak son iki oyunumuzu, ‘Barda Son Gece’ ve ‘Sen Hamlet Değilsin’i oynayabilecek durumdayız. Ve tabii ki ‘Babalar ve Oğullar’ oyununun turnesini gerçekleştiremiyoruz. Tarihimiz, anılarımız yok edildi! Sanatla hiç barışık olmayan iktidar kurumları bile, bizim gibi muhalif duruşlu bir sanat kuruluşuna böyle bir saldırıda bulunmadı. Şu an, sevgiyle, emekle inşa ettiğimiz güzel tiyatromuz bir harabe halinde; sezon başladı, yıkıp yeniden yapma inadı sadece bize değil, sahnemizi paylaştığımız pek çok özel tiyatroya zarar veriyor. Yerel yönetimlerin, -­yurt dışındaki güzel örnekleri gibi-­ sanata destek olabilecek en önemli kurumlar olduğuna inandık ve her platformda bu görüşü ve İBB’yi savunduk. Zaten Tiyatro Pera, ilke olarak benimsediği bir tavırla, kuruluşundan bu yana spekülatif tartışmalardan, gerilimlerden uzak durmuştur. 22 yılımızı bir anlamda yok etmenin, diğer oyunlarımızın alt yapısına bomba koyarak oynanmalarını engellemenin hesabını kim verecek? Kim bu yılları geri getirebilir? Kuşkusuz farkında ve bilicindeyiz ki, ülkemizde bunca acı varken, insanlar yok yere hapislerde tutulup yaşamları mahvedilirken, yaşadıklarımız hafif kalabilir. Ancak bu da ülkemizdeki büyük çürümenin bir parçasıdır ve bu zalim parçalar birleşip, felaketimizi oluşturuyor. Öfkem ve üzüntüm sonsuz!"

 

YAZAR ÖZTÜRK VE EŞİ

GÖZALTINA ALINDI

 

·       Şair ve yazar Fadıl Öztürk ve eşi Berrin Bicek Öztürk'ün İzmir'deki evine baskın yapıldı. Evlerinde yapılan aramanın ardından gözaltına alınan çift İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Avukat İhsan Metin Erdoğan, gözaltına alınarak ifadelerinin alınma sebebinin Fadıl Öztürk’ün 2021 sonrası sosyal medya paylaşımlarının, eşi Berrin Bicek Öztürk'ün ise tek bir sosyal medya paylaşımının neden olduğunu söyledi.

 

SADIK ASLAN’IN TAHLİYESİ

3 AY DAHA ERTELENDİ

 

·       18 yıldır cezaevinde tutulan ve “Anayasa’dan bahsettiği için” tahliyesi ertelenen yazar Sadık Aslan'ın tahliyesi İdare ve Gözlem Kurulunun yeni bir kararıyla 3 ay daha ertelendi. Aslan’ın avukatı Özge Akyüz, verilen karar için “Somut dayanaktan yoksun, keyfi ve subjektif değerlendirmeler içeriyor” dedi. 2020 yılında İnfaz Kanunu’nda yapılan değişikliğin 2021 Ocak ayında yürürlüğe girmesiyle idare ve gözlem kurullarına geniş yetkiler verildiğine dikkat çeken Akyüz, şöyle devam etti: “Açıktır ki siyasi mahpuslara vatandaş hukuku değil düşman ceza hukuku uygulanıyor. 15 Mayıs 2023 tarihinde koşullu salıverilmeye zaman bakımından hak kazandı ancak iyi hal değerlendirme puanına sahip olmasına rağmen pişmanlık duymadığı, tahliye olduktan sonra yeniden suç işleme ihtimali olduğu gibi gerekçelerle tahliyesi 6 ay ertelendi. Bu karara dayanak olarak yarıda bırakmış olduğu üniversite öğrenimini hapishane yaşamı boyunca tamamlamamış olması, idare ile iş birliği halinde olmadığı, taraflı koğuşta kaldığı, kurum kurallarına içtenlikle uymadığı gibi gerekçeler de yer aldı. Kendisine verilen geniş yetkileri keyfi olarak kullanan İdare ve Gözlem Kurulu kendini adeta mahkeme yerine koyuyor, kişileri yeniden yargılıyor ve infaz hukuku alanını yeni bir cezalandırma alanına dönüştürüyor. Üstelik yalnızca mahpuslar değil yıllarca hapishane hapishane gezerek onları yalnız bırakmayan aileler de dolaylı olarak cezalandırılıyor.”

 

İKSV YANLIŞTAN DÖNMELİDİR

 

·       Kamusal Sanat Laboratuvarı, Katılımcı Sanat Topluluğu Türkiye (PACT), Açık Masa İnisiyatifi; İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) önünde basın açıklaması yaparak bir performans gerçekleştirdi. Sanatçılar açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Günümüz Türkiye’si toplumsal bir çöküşe sürüklenmekte. Bu çöküşün başlıca sebebi, toplumu şekillendiren kurum ve kuruluşların yönetiminde yaşanan ‘liyakatsizlik’ sorunudur. Şeffaflık ilkesi ortadan kaldırılmış, hesap verilebilirlik prensibi yok edilmiştir. Mevcut siyasi anlayış, kültür ve sanat ortamının özgür hareket alanını, sunduğu yeni programlar ile gittikçe daraltarak yeniden tasarlamaya çalışmaktadır. 1973 yılında kurulan ve diğer birçok kurumun ortaya çıkışına da önayak olan İKSV, Defne Ayas’ın küratörlüğünü iptal etmiş, bu konuda kamuoyuna net bir açıklama yapmaktan kaçınmış, şeffaflık ve liyakat ilkelerini hiçe saymıştır. Böylece son yıllarda mevcut siyasi anlayışın sanat politikasıyla da ne kadar eşgüdümlü hareket ettiğini bir defa daha göstermiştir. İKSV ivedilikle bu yanlışlardan dönmelidir. Kamuoyuna duyurdukları değişim sürecinin, sanatın 'özgür' sesini yükseltecek politikalar geliştirmekle sağlanabileceğini İKSV’ye hatırlatmak istiyoruz."

 

İBB KÜLTÜR AŞ’YE

ŞÜKRÜ ERBAŞ’TAN TEPKİ

 

·       Şair Şükrü Erbaş, İBB Kültür AŞ’nin hazırladığı Neşet Ertaş kitabı için sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Erbaş şunları dile getirdi: "Neşet Ertaş kitabı için ısrarla iki yazımı istediniz, değer görmediniz, kitaba almadınız. Demek ki bu alanda çok ‘büyük’ bilgilerle donanmış bir editörünüz, kültür insanınız var. Kutlamak gerek! Ancak küçücük bir nezaket gösterip önceden bilgi vermek, yazı istemekten daha mı zordu? Bu kabalığı, küstahlığı hiçbir zaman kabul etmesem de bürokrasi denen saçmalığı bir noktaya kadar anlayabilirim. Mühür sizde Süleyman sizsiniz! Fakat, benimle yaptığınız söyleşinin bant çözümlemesini, ısrarla söylememe rağmen neden bana göndermeden kitaba koydunuz? Benim ağzımdan çıkmayan, hiçbir zaman söylemeyeceğim bir dünya anlamsız, yanlış söz var çözümlemede. Bu yanlışlar doğrudan bana aitmiş gibi okunacak, algılanacak. Beni küçük düşüren bu baştan savmayı, kötülüğü şimdi nasıl düzelteceksiniz?”

 

CHAKAR HEDEFE KONDU

 

·       Süreyya Operası’nda Kürt soprano Pervin Chakar ve piyanist Paolo Villa’nın ‘Bir Opera Gecesi’ dinletisine katlan CHP Genel Başkanı Özel’in dinletide Chakar’ın elini öpmesi sosyal medyada gündem oldu. TRT, daha önce yayınlara katılan Chakar’ın bulunduğu yayınları arşivinden sildi, iktidara yakın çevreler tarafından hedef gösterildi. Sabah gazetesi, “Özgür Özel Türk düşmanının önünde eğildi” başlığını atarken, Yeni Şafak, “Özgür Özel Kürt devleti isteyen ve Türkiye’yi işgalci gören Pervin Chakar’ın elini öpüp konserini dinledi” ifadesini kullandı. A Haber de “CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye düşmanı Pervin Chakar’ın önünde eğilip elini öptü!” başlığını attı.

 

9 Aralık 2023 Cumartesi

Evrensel’den İnsan Hakları Günü’nde işçi söyleşisi

  


Evrensel Gazetesi, İnsan Hakları Günü’ne denk gelen 10 Aralık Pazar günü Gebze’de Hakkı Özdal ve akademisyen Ömer Furkan Özdemir katılacağı “100 Yılın Bakiyesi ve İşçi Sınıfı” konulu söyleşi düzenliyor




Evrensel Gazetesi, Gebze’de, “100 Yılın Bakiyesi ve İşçi Sınıfı” konulu söyleşi düzenliyor. TMMOB Makine Mühendisleri Odası Gebze Lokali’nde gerçekleşecek söyleşiye konuşmacı olarak Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal ve akademisyen Ömer Furkan Özdemir katılacak. İnsan Hakları Günü’ne denk gelen 10 Aralık Pazar günü gerçekleşecek söyleşi saat 14.00’te başlayacak. Halka açık gerçekleşecek söyleşiye özellikle işçilerin, emekçilerin yoğun ilgi göstermesi bekleniyor.


6 Aralık 2023 Çarşamba

Önceliğimiz hizmet: Aslolan değerinde alım satım

 

2000 yılında girdiği emlakçılık sektöründe beş yıl boyunca başkası adına, iki yıl öncesine kadar bir ortağıyla çalışan Ümit Fatih Karaaslan, Darıca’ya ilk Remax ofisini Venüs Emlak adıyla kazandırdı: Önceliğimiz hizmet. Değerinde alım satım. Para kazanmak, sonrasında geliyor




Endüstriyel elektronik üzerine ön lisans okuduktan sonra ani bir karar değişikliğiyle emlak sektörüne giren, 2000 – 2005 yılları arasında devremülk satışı üzerine çalışan, ardından iki sene önce bir ortakla birlikte kendi işini kuran Ümit Fatih Karaaslan sektördeki yolculuğunda çıtayı daha da yükseltti. Darıca’ya ilk Remax’ı, Remax Venüs Emlak Ofisi adı altında, tek başına kazandırdı. Genç girişimci iş insanı Karaaslan, Darıca’da sektöre olan güvensizliği yeniden kazandırmaya geldiklerini söyledi.

 

BİRİ BAŞKAN, ÜÇ ADAY ADAYI KATILDI




Kazım Karabekir Mahallesi, Tuzla Caddesi, No: 130 adresindeki, 105 metre kapalı alana sahip işyerinin açılışına Darıca Belediye Başkanı ve AKP Darıca Belediye Başkan aday adayı Muzaffer Bıyık, CHP Darıca İlçe Başkanı Hüseyin Cihan Özaltan ile CHP’li Darıca Belediye Başkan aday adayları Gebze Belediye Meclisi Üyesi Avukat Saide Arslan Çalışkan ve Darıca Belediye Meclisi Üyesi Tuncer Saltaş,

 




 

AKP Darıca İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Serhat Zengin, Darıca Esnaf Odası Başkanı Aşkın Çolak, Darıca Gençler Birliği Taraftarlar Derneği Başkanı Hasan Zengin, Özyap Gayrimenkul’den İbrahim Özdemir’in de aralarında bulunduğu çok sayıda konuk katıldı.

DOĞDUĞUMUZ VE DOYDUĞUMUZ YER


Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık açılışta yaptığı kısa konuşmada Remax Venüs Emlak Ofisi’nin Darıca’ya hayırlı olmasını diledi. Ümit Fatih Karaaslan da, “Darıca doğduğumuz ve doyduğumuz yer. İnşallah güzel ticaretler yapıp sektörümüzü daha da geliştiririz” dedi. Pasta ve kurdele kesimi ritüellerinin ardından günün anısına fotoğraf çektirilirken Karaaslan, hepsi alanında birbirinden deneyimli dördü kadın, sekiz personeli ile birlikte gün boyu konuk ağırladı.

İKİNCİ İŞYERİNİ ORTAKSIZ AÇTI  

 




Ümit Fatih Karaaslan gazetemize yaptığı değerlendirmede ise endüstriyel elektronik üzerine ön lisans mezunu olduğunu belirtip emlakçılık sektöründe 2000 yılından itibaren yer aldığını, iki sene önce ortaklı bir işletmeyle ilk işyerini kurduğunu, girişimcilikte ikinci hamlesini ise kendi adına hayata geçirdiğini söyledi.

GÜVENSİZLİKTEN ÖTÜRÜ BOŞLUK OLUŞTU


Aslen Trabzon eşrafından, Darıca’da köklü bir ailenin Darıca’da doğup büyüyen bir ferdi olduğunu kaydeden Karaaslan, girişimcilikte emlak sektörünü tercih etme sebebini, “Sektördeki boşluk ve daralma” diye izah etti. Remax’ı ise emlak sektöründe kurumsallığından ötürü tercih ettiğini söyledi. Sektördeki boşluğun ise güven probleminden kaynaklandığını öne süren Karaaslan şöyle devam etti:

KOMİSYONU GERİ VERMEYECEĞİNİ

SÖYLEYENLER DAHİ OLDU


“Güvensizliğe emlakçıların haksız kazancı elde etme çabaları; kimlik ve belgenin yanı sıra herhangi bir eğitimi olmayanların sektörde yer almaları etken oldu. Herhangi bir alım satım hamlesinde aldığı komisyonu, alım satımın gerçekleşmemesi halinde geri vermeyeceği söyleyenler dahi oldu. Bu sektördeki varlığımızın sebebi benzer vakaların ve haksızlıkların olmaması içindir. Herkes bu sektörde de tabiki nasibini yer. ‘Çantacı’ diye tanımlanan kesimlerin meslekte sebep olduğu güvensizliği gidermek amacındayız.



60 SAYFALIK ÜCRETSİZ EKSPERTİZ RAPORU

Bir diğer olumsuz etken, değerinde alış satışın yapılmamasıdır. Bizim için aslolan alım satımın hızla ve değerinde gerçekleşmesidir. Bunun için 60 sayfalık ekspertiz raporunu, bedelsiz hazırlayarak sektörümüzde hizmet veriyoruz.

Bilinçli, eğitimli bir kadroyla müşterilerimize farklı hizmet sunacağız. Önceliğimiz hizmet etmek, para kazanmak sonrasında geliyor.

 

BÖLGEYİ DE İNSANINI DA

İSTEDİKLERİNİ DE BİLİYORUZ


Bizler bölgemizin uzmanıyız ve Darıca’da de yerel halkı çok iyi tanıyor, ne istediklerini biliyoruz. Türkiye’nin 81 ilinde, her yerinde alım satım yapabilecek donanıma, çevreye, sahibiz. Darıcalılar’ın sektörümüze olan güvensizliğini kurumsalımızda gidererek  büyüyeceğiz.”



1 Aralık 2023 Cuma

Görme engelliler için sesiniz, gözleri olsun


Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı’nın görme engellilerin kitap okuyabilmesi amacıyla 2017’de ürettiği projesi giderek yayılıyor. Büyükçekmece Belediyesi projeyi “Sesiniz Gözümüz Olsun” sloganıyla hayata geçirirken Küçükçekmece Belediyesi’ne de örnek oldu


Birleşmiş Milletler'in 1992 yılında almış olduğu karar sonrası "Uluslararası Engelliler Günü" olarak ilan edilen 3 Aralık, o gün itibariyle tüm dünyada engelli insanların sorunlarına dikkat çekmek ve onları daha iyi anlayabilmek amacı ile belirlenmiş bir gündür. 3 Aralık’ta çeşitli nedenlerle toplumsal yaşam alanlarında çeşitli engellerle karşı karşıya bırakılan bireylere yönelik farkındalık oluşturulması amaçlanmaktadır.

 

 

O farkındalıklarından birine Boğaziçi Üniversitesi imza attı.

Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) tarafından tasarlanan internet kütüphanesi projesi, görme engellilerin bilgi kaynaklarına erişimini sağlamaya amaçlamaktadır…

https://getem.boun.edu.tr/?q=node/17929




 

Proje, 2017 yılının kasım ayından itibaren İstanbul, Büyükçekmece Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından da kısaltılmış haliyle aynı adıyla, uygulamaya konuldu. Slogan olarak, “Gözünüz, sesimiz olsun” belirlendi.

https://www.bcekmece.bel.tr/kultur-ve-sanat-hizmetleri

FUARDA DA SERGİLEDİLER

 



Büyükçekmece Belediyesi söz konusu çalışmasıyla 28 Ekim – 05 Kasım 2023 günleri arasındaki 40’ncı Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda Kütüphane Sorumlusu Ceylan Demir ile birlikte halkla ilişkiler müdürlüğünden Ezgi Seher Çörekçi, Meltem Sarıyer ve Alaattin Özışık’tan oluşan ekiple yer aldı. Demir projeye dair şunları kaydetti:

SİSTEME YÜKLENİYOR




“Büyükçekmece’de 500’e yakın gönüllü okuyucumuz var. Düzenli olarak geliyorlar. İki kabinimiz görme engelliler için, ihtiyaca göre seslendirme yapıyorlar. Okudukları metni, Boğaziçi Üniversitesi’nin sistemine yüklüyoruz. Oradan kontrollerin sağlanmasıyla birlikte, proje tamamlanmış oluyor. Belediye kütüphanesindeki kabinler, ses yalıtımlı ve gereken tüm şartlar sağlanıyor. Fuarda, sembolik kabin kurduk.”

134 GÖNÜLLÜ İLE



Büyükçekmece İlçesi’nde 134 gönüllü ile 25 görme çeşitli konularda hizmet verdiklerini, Büyükçekmeceli gönüllülerin okuduğu metinlerin BOÜ’deki sisteme yüklenmesiyle birlikte seslendirme hizmetinin Türkiye’ye yayıldığını kaydeden Demir projenin gerek seslendirmede bulunan gönüllüler, gerekse metinlerin eksiksiz yüklenmesi için gösterilen hassasiyetten ötürü zaman gerektiren bir çalışma olduğunu söyledi.

KÜÇÜKÇEKMECE DE GÖRÜP HAYATA GEÇİRDİ

İstanbul 40’ncı Uluslalarası Kitap Fuarı’nda gerek belediyenin standına, gerekse projeye gösterilen ilgiden memnun olduklarını kaydeden Ceylan Demir, “Fuara tanıtım amacıyla katıldık. Silivri Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu çeşitli belediyelerden fuara gelen yetkililer yakından ilgilenip çalışmamıza dair bilgi edindi. Geçen seneki fuarda Küçükçekmece Belediyesi’nden yetkililer gördü ve onlar da Boğaziçi Üniversitesi üzerinden projeye ilçelerinde uygulamaya başladı” dedi.


 Bilge Kaan isimli ilkokul beşinci sınıf öğrencisi; GETEM adına yaptığı seslendirmede Atatürk’ün Gençliği hitabesini okudu.

 

**

 

Hıfzı Topuz Özel Koleksiyonu

sadece Hıfzı Topuz köşesinde

 




 Büyükçekmece Belediyesi’nin fuardaki standında Hıfzı Topuz Özel Koleksiyonu da sergilendi. Bu kitapların özelliği bizzat Hıfzı Topuz tarafından belediyeye bağışlanmış olması. Belediyeye ait; Fatih Mahallesi, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Kutadgu Bilig Halk Kütüphanesi’nde bulundurulan kitaplara dair bir diğer özellik; 


kütüphane içinde oluşturulan Hıfzı Topuz Okuma Köşesi’nde tutulması. 27 bin kitaba sahip kütüphanede diğer kitaplar ödünç alınarak dışarı çıkartılabilirken Hıfzı Topuz’un bağışladığı kitaplar kitapseverler tarafından kütüphane dışına çıkartılamıyor. 

 



25 Ocak 1923’te; Cumhuriyet’in ilanına 9 ay kala dünyaya gelen Gazeteci yazar Hıfzı Topuz; Cumhuriyet’in 100’ncü yılına bir ay üç gün kala, 26 Eylül 2023’te hayatını kaybetti. Çeşitli konularda 51 kitap yayınlayan Topuz; TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü (1998), TGC Basın Özgürlüğü (2003) ve Nazım Hikmet Dostluk Ödülü (2020) sahibi.

 





Cumhuriyet sevdalısı olan Topuz; Hüseyin Özdinçer başkanlığındaki Darıca Sanayici ve İş Adamları Derneği – DASİAD’ın 2016 yılındaki 29 Ekim etkinliğine konuşmacı olarak katılmış, etkinliğin ardından kitaplarını imzalamıştı.

 




 

30 Kasım 2023 Perşembe

Gebze’de ilk sınavında sahneden inemedi

** Halk müziğini kendi tarzında yorumlayarak dikkat çeken, “Kar yağar kar üstüne” ile son zamanlarda çıkışa geçen Dil Tengi, Gebze’deki ilk konserinde az sayıdaki ama öz türküsevere ziyafet çekti. 1.5 saat süreceği söylenen konserde Osman Hamdi Bey’in sahnesinden, 2 saati aşkın süre inemedi 

 “Kar yağar kar üstüne' adlı türküye yaptığı yorumla ciddi bir dinleyici kitlesine ulaşan, halk müziğini kendi tarzında yorumlaması ile dikkat çeken Dil Tengi, Gebzeli müzikseverler ile İroni Yapım Organizasyon’un düzenlediği konserde bir araya geldi. Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde az sayıda ama öz bir dinleyiciye dört dörtlük bir resital sunan sanatçı repertuarının başında Gebze’de ilk kez sahne aldığını belirtti. Salondan gelen, “Hoşgeldiniz” jestine, “Siz de hoş geldiniz” diye yanıt verdi. Orkestrası ile birlikte dört dörtlük bir konsere imza atan Dil Tengi repertuarı arasında izleyiciye övgüsünü, “Çok güzelsiniz, çok güzel dinliyorsunuz. Siz böyle güzel dinledikçe biz daha da şevkleniyoruz” diye ifade etti. 

1.5 saat süreceği belirtilen konserde 2 saati aşkın süre, sahne aldı. Konserini hareketli türkülerle sonlandıran sevilen sanatçıya izleyiciler ama sahne önünden, ama sahne içine girerek halayları ile eşlik etti. Sanatçı konserinde sevilen türküler ile birlikte müziğini kendisinin derlediği türküleri de seslendirdi. 

DİYARBAKIR’DAN HOPA’YA… 

Dil Tengi, Gebze’deki konserine son zamanlardaki tanınırlığını artıran, İzzet Altınmeşe’nin derlediği Diyarbakır türküsü “Kar yağar kar üstüne” ile başladı. 

Dilek Vural’ın şiirinden müziğini kendisinin derlediği, “Ruhumuz gibi” ile devam etti. İbrahim Tatlıses ile özdeşleşen “365 günüm yandı ha yandı”, Deniz Toprak’ın şarkısı “Evlerinin önü yoldur yolaktır”, sözleri Pir Sultan Abdal’a müziği Nihat Mugil’e ait “Yürü bre Hızır Paşa”, Kul Nesimi’den “Haydar Haydar”ın ardından Karadeniz’e geçen Dil Tengi; Kazım Koyuncu ile özdeşleşen “Denizde Karartı Var”ı seslendirdi. 

BU YARAYI DOSTTAN ALDIM EZELDEN 

“Dağların başı varmış” ve “Dereler akar gider” sözlerinin de yer aldığı kendisine ait iki eserin ardından Mikail Aslan’dan Zazaca eserlerle devam etti. Mahzuni Şerif’ten “Dokunma Keyfine Yalan Dünya”yı seslendirdikten sonra enstüman olarak elektrogitarın yerini, cura aldı. Sivas katliamında katledilen Muhlis Akarsu’yu “Bu yarayı dosttan aldım ezelden” ile yad etti. Sözleri “Amcam” dediği Dost Yusuf Çıldır’a, müziği kendisine ait “Nokta İdim”e de yer verdiği konserini hareketli türküler ile tanımladı. Gebze’deki ilk konserinden hoş izlenimlerle ayrıldı. 

DİL TENGİ’YE DAİR… 

Dil Tengî, “Müziklerimi yayınlarken klip yada fotoğraf paylaşmadığım için insanlar doğal olarak bu çok sesli müziği bir grup müziği sanıyorlar, aslında doğrusunu söylemek gerekirse grup zannedilmek beni rahatsız eden bir durum ama ben de bu durumu düzeltme gereği duymadım çoğu zaman, tabi ki ilk başladığım günden itibaren tek başıma ilerlediğim bir yol bu” diye konuştu. 

https://tls.tc/OfG2Y 

KONSER FOTOLARI… 

https://tls.tc/HbFPh